8 Aralık 2009 Salı

İçerik birikim gerektirir

İçerik üreten değil zaman tüketen milyonlardan bahseden yazımı okuyan bir arkadaşım iki link gönderdi.

Bunlar, twitter’a mesaj gönderen icatlar.

İlki, bebeğin anne karnındayken tekme attığını bildiriyor. Adı kickbee

Diğeri de bebeğin (doğduktan sonra) oynarken yaptıklarını mesaj olarak geçiyor. İsmi twoddler.

😉

Dikkat ederseniz, Fatoş Karahasan’a röportajda bahsettiğim raporlama ile aynı…

Diyorum ki, sosyal mecralarda var olmanız için büyümenize, hatta doğmanıza bile gerek yok.

🙂

İçerik ise farklı bir kavram… Biraz olsun birikim gerektiriyor

😛

Etiketler: , , , ,

Kategori: yaşamın içinden

“İçerik birikim gerektirir” yazısına şu ana kadar 6 yorum yapılmış:

  1. “Sosyal ağlara ne katkım var?” sorusu nereden geliyor. Bu soruyu Uğur Özmen’in yazdığı şu yazısından beri düşünür haldeyim

  2. Anne karnındaki bebek tekme atınca, bebek oyuncağı ile oynadığındatwitter’a mesaj gitmesi sosyal ağlarda içerik sağlandığı anlamına gelmez.

  3. Şikayet veya teşhirden öteye gidilmesi, paylaşan olunması gerek. Bildiğiniz gibi, Twitter veya Friendfeed’de bulunmak için okuma yazma bilmeye, hatta yaşamaya bile gerek yok.

  4. “Takip edeni takip ederim” cümlesi değer üretmeyen ama takip edilmek isteyen beleşcilerin sloganıdır.

  5. Herkes blog yazmaya özendirilirken, ben de başkasına hiç bir faydası olmayan yazıya içerik denilmeyeceğini savunuyordum.

  6. Sadece özgüven veya ego ikilisinde kalmak istersek… Bence içerikten yola çıkarak hangisini yansıttığını söylemek mümkün

Yorum Yazın