Çuvaldız, İğne
Elaleme çuvaldız batırıyorum da kendime de bir iğne batırayım.
😉
Bir etkinlikte ayrı zamanlarda birlikte çalıştığım 2 eski iş arkadaşımla karşılaştım.
Gaye ile 1998 – 2006 yılları arasında; Zafer ile daha önce 1988 – 1993 yıllarında birlikte çalışmıştık.
Birbirlerine tanıştırırken “Zafer, en dehşet yıllarımda benim ekibimdeydi” dedim.
Gaye “o yıllarda benimle çalışmanın nasıl olduğunu” sordu. Zafer çok kısa bir cümleyle açıkladı.
“Biz Fredy’nin kabusu dizisini, mizah filmi diye seyrettik.”
O zamanlardaki sertliğimin biraz fazla olduğunu bugün söyleyebiliyorum.
Neyse ki, o iş arkadaşlarımın büyük çoğunluğuyla hâlâ arkadaşız ve elden geldiğince sıkça görüşmeye çalışıyoruz. Tüm ast-üst ilişkilerinden arındıktan sonra bir arada olmak hepimize keyif veriyorsa… Daha ne olsun?
.
Etiketler: arkadaş, dostluk, ekip ruhu, iş arkadaşı
Kategori: İş hayatı, yaşamın içinden
11 Mart 2018
10:35 pm
Uğur bey nedir bu yazı şimdi ne anlamalıyız? Eski halinizi övüyorsanız bunları facebook hesabınızda yapsanız keşke konu mu bulamadınız. Biz de oturmuş ciddi ciddi okuyoruz.
15 Mart 2018
9:46 am
Sayın Osman Erdem,
Kendi blogumda kendimle ilgili bir şeyler yazarak zamanınızı aldığım için özür diliyorum. Sadece pazarlama, müşteri ilişkisi yönetimi, müşteri deneyimi ve dijital dönüşüm konularında yazmak; ama kendi keyiflerimden veya olumsuzluklarımdan bahsetmemek gibi bir görevim olduğunu bilmiyordum.
Sanırım geçmişte dikkatinizden kaçmış. Bu blogda kendimle ilgili çok fazla yazı var.
Neden blog yazdığımı sorana uzun yanıt vermiştim:
http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/ego-ozguven
http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/ego-ozguven-2
http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/ego-ozguven-3
http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/ego-ozguven-4
http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/neden-yaziyorum
http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/neden-yazi-2
Bunların dışında da kişisel yazılarım var:
Ali Nesin’in benim matematik bilgimden bahsettiği kitap sayfasını yayınladım: http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/kitap-ugur
Aynı yazıda Burhan Karaçam’ın bahsettiği kısmı ve Bankalararası Kart Merkezi’nin teşekkürünü de yayınlamıştım. Çok kişisel olması sizi rahatsız etmiştir muhtemelen.
Sıkça kendimden bahsediyorum. Burada sıralarsam onlarca link vermem gerekir.
Başkasının atfettiği görevleri nasıl karşıladığım konusunda çok fazla yazı var. Anlayarak okunursa işinize yarayabilir.
1740 yazı içinde sanırım “hoşgörü” kısmını eksik bırakmışım. Sizin mesajınızı okuyunca bunu anladım. Onu da başkasından öğreniverin artık.
Ama mutlaka öğrenin… Olur mu?
15 Mart 2018
9:55 am
Valla başkasını bilmem ama birlikte çalıştığımız o 8 yıl iş hayatımdaki en verimli, en güzel yıllardı 🙂 benim sadece ilk altı ay yaşadığım kabus bazı arkadaşlar için uzun sürmüştü o ayrı 😀