21 Kasım 2011 Pazartesi

Kader böyle

Montaigne “Acıları kısaltarak anlatmalı, sevinçleri çoğaltarak…” demişti. Yıllardır öyle davranmaya çalıştım.

Çoğunlukla herşey bittikten sonra, kısmen anlatırım acıları. Ama sadece acı değil. Fena halde öfkeliyim de…Doktora, hastaneye…

Kendi ayakları üzerinde girdi hastaneye… Eksi 4’üncü kattan bedenini ben teslim aldım.

Uğur Özmen
(oğlu)
imza

Ameliyat onun daha iyi nefes almasını sağlayacaktı… Son nefesini aldı.

19 sene önce babamı ellerimle koyduğum yerin yanına koyduk.  Yıllar sonra tekrar, birbirlerinin aynı yanında…

Sonuçta, hayat böyle…

.

EKLEME (15 saat sonra)

  • Öfkemin gerekçesini de yazmaya karar verdim. Önce, mümkün olduğunca yorum yapmadan…

Birkaç yıldan beri kalp pili vardı. Ama yine de memnun değildi. Sonunda kalp kapakçıklarında sorun olduğunu söylediler.

Çevremizde “kalp kapakçıklarından ameliyat olduktan sonra dünyaya yeniden gelmiş gibi oldum” diyen çok kişi vardı. “Yaşam kalitesinin düzelmesi” uğruna hastaneye yattı.

Birkaç gün önce yemek sırasında eşim “doktor perhiz vermedi mi?” diye sordu.

  • Eşimin Genel Cerrah (Genel Cerrahi Bölüm Başkanlığı yapmış ve profesör) olan ağabeyi, ne ameliyatı olursa olsun – göz-kulak ameliyatı da olsa – 4 gün önceden itibaren posalı hiçbir şey yedirmez ve içirmez. Kaysı suyu bile içirmez. “Çorbayı tülbentten (süzgeçten değil) geçirip içebilirsin” der.

Annem “Hayır, hiç perhiz vermedi” dedi. Ameliyat yapacak doktoru çok sevmişti. Kardeşimin lise arkadaşıymış. “Senin annen, benim annem sayılır” demiş.

Ayakları geri giderek değil, istekle Acıbadem Maslak hastanesine girdi.

Ameliyata girmeden önce yanındaki bakıcısı doktora “4 gündür tuvalete çıkmadı” dediğinde, “Bizim ameliyatımızla ilgisi yok” yanıtını almış. Annemin eskiden beri kabızlık sorunu vardı.

Ameliyattan sonraki 1.5 günlük yoğun bakımı aştı. Öğleden sonra odasına geldi. Kendisini arayan akrabaları ile şahsen konuştu. Sürekli yatmaktan sıkıntı duyması dışında bir sorunu yoktu. Ertesi sabah “Akşamı çok sıkıntılı geçirdiğini, karnının ağrıdığını” söyledi.

Yanındaki bakıcısı “gece içinde birkaç kez koridorlarda yürümeye çıktıklarını” söyledi. Pek şaşırmadım. Annem 76 yaşında gibi değil, hep daha genç gibi hareketliydi. uzun süre hareketsiz kalamazdı.

Ben yanındayken arada içi geçip uyuyordu. “Uykusuz gecenin sonrasında dinlenmesi gerekir” diye düşündüm.

Öğleden sonra barsak tomografisi için almışlar. Sonra hemen yoğun bakıma aktarılmış. “Barsağın görevini iyi yapmaması nedeniyle toksik zehirlenme tehlikesi…” diye gerekçe söylemişler.

Eşimin ağabeyini arayıp sorduk. Barsakta sorun olmasının nedenlerine odaklanmamızı “toksik zehirlenme” gibi söylemlerin neden değil sonuç olduğunu, az beslenme, anestezi ilaçlarına alerji, kronik kabızlık, ileri yaşa bağlı barsak sorunu, ameliyatta oluşan pıhtının barsaklara ve/veya beyne hasar vermesi… gibi nedenlerin sorgulanması gerektiğini söyledi.

Akşam saatinde verilen bilgi şöyleydi: Ameliyat konusu ile ilgili bir sorun değil. Vücuda toksik madde yayılması ihtimali var. Genel cerrahi hocası ve uzmanları inceledi. Barsak felci var. Şimdilik barsak hareketini artıran ilaç tedavisi sürdürüyoruz. Görüntülerde pıhtı yok. Barsak gerginliği yukarıya baskı yapıyor. Akciğerleri sıkıştırıyor. O nedenle nefes alamıyor. Solunum destek cihazına bağladık. Bu, iyi parametre değil.

Sonrasını yukarıda yazdım. Acıbadem Maslak’ın “Personel Girebilir” yazan Eksi 4’üncü katına cenaze arabası ile gittim. Önce siyah torbanın fermuarı açıldı. Yüzünü görüp “Evet, annem” diye tanımladım. İmzayla teslim aldım. Tabuta yerleştirdik. Karacaahmet’e gittik.

  • Yukarıya yorumsuz yazdım. Ama fena halde öfkeliyim.

Katarakt ameliyatı öncesinde bile sindirim organlarının iyice boş olmasına dikkat edilirken, “onun ameliyatla ilgisi yok” diyenin işini iyi yapmadığını düşünüyorum.

Diğer yandan, annemin “kimseye yük olmamak, eziyet çekmemek ve çektirmemek” dileklerinin yerine geldiğine de seviniyorum. İsteyerek ameliyata gittiğine göre, “vardır bir hikmeti” deyip teselli buluyorum.

Sonuçta, hayat böyle…

.

Etiketler: ,

Kategori: yaşamın içinden

“Kader böyle” yazısına şu ana kadar 54 yorum yapılmış:

  1. Ömer Faruk :
    27 Kasım 2011
    8:05 pm

    Başınız sağolsun. ALLAH rahmet eylesin.

  2. Sena Beşkardeş :
    27 Kasım 2011
    8:41 pm

    Başınız sağolsun Uğur abi..

  3. “Doktor işinin ehli olsun, ameliyat masasında kalmayalım. Mühendisler işinin ehli olsun, depremde köprüler, evler yıkılmasın; insanlar madenlerde kalmasın. Ama ben beleşten sınıfı geçip okulu bitireyim”

  4. Uğur Abim. başınız sağolsun. unutulmaması adına önemli bir not da bırakmışsınız böylece. benim de hep soru işaretlerim oldu yakın zamanda kayınvalidem ile ilgili 1-2 gün içinde kaybetmemiz ile ilgili .. ama içimde tutuyordum. kendime not olması açısından bloglamayı düşünür oldum sizin gibi. yattığı yer huzur versin anneciğinizin. tekrar başınız sağolsun.

Yorum Yazın