23 Kasım 2011 Çarşamba

Kavramak

Kavramlarla düşünme konusunda hassas olduğumu yakından tanıyanlar bilir. Bu blogun sürekli izleyicileri de birçok kavramı benzerlerinden ayırma çabalarıma şahit olmuştur.

gibi birçok konuda gerekçeleri ile kavramlar arasındaki farkları çok sayıda yazılarla anlatmaya çalıştım.

😀

Kadim dostum Enis Eryılmaz – ki kendisi de sıkı bir kavram düşkünüydü – bir sohbette kavramların hayatı zorlaştırdığını anlattı.

Kavramak kelimesinin iki anlamı var. Bir tanesi hemen anlamak; diğeri ise sıkı sıkıya yakalamak, hapsetmek. Bu ikincisi insanın kendisini de hapsediyor. Bir düşünce ve anlama engeli oluşturuyor. Üzücü olan, ilkini (anlamayı) tuzak olarak kullanması…

😛

Düşündüm, haklı olduğu bazı noktaları kendimde buldum. Dilbilgisi yanlış olan yazıları ilk okuyuşta güçlük çektiğimi, önce ayrı yazılması gereken de / da’ları ayırdığımı, noktalama işaretlerini düzelttiğimi, sonra okuduğumu hatırladım. Dilbilgisinin özgürlüğüme katkı yaptığı kadar kısıtlayabildiğini söyledi Enis.

Giderek evrenselleşen ikonik bir uluslararası dile yaklaşacağımızı zaten biliyoruz. Selim Tuncer usta bu konuda defalarca yazdı.

  • Not: Linklerde birer yazıya referans verdiğime bakmayın, her bir konuda çok sayıda yazı var. Bende de, Selim Tuncer’de de…

Şimdilik kavram’ın yeni durumunu tam kavramış değilim. Bir süre daha üzerinde düşünmem gerek.

😛

Meraklısına: Düşünmek

.

Etiketler: ,

Kategori: yaşamın içinden

“Kavramak” yazısına şu ana kadar 12 yorum yapılmış:

  1. “dumansız” değil “sigarasız hava sahası” deseler aldırmayacağım. Kavramlara düşkünüm de…

  2. Kavramlara önem verdiğim için, basit konuları anlayamadığım oluyor. Bu yazıda bir örneği var.

  3. Tanıyanlar bilir. Ben de kavramları tanımlamadan tartışmaktan hoşlanmam. Hocamdan öyle gördüm de…

  4. Kavramları boş yere tartışmaktan kaçınırım. Benzer anlama gelebilir gibi görünen konularda önce kavramları tanımlarım, “benim tanımım şudur?” diyerek yanlış anlamaları engellemeye çalışırım.

  5. Uzmanlık tanımı burada

  6. Kavramlara düşkünüm. Tartışmalarda tanımlanmayan kavramları konuşmaktan hoşlanmam. Belki de bu nedenle, kavramı anladıktan sonra sürekli örnek verilmesi beni kitaba bağlamıyor, aksine soğutuyor.

  7. Kavramlara düşkünüm. Tartışmalarda yer almayan veya tanımlanmayan kavramları konuşmaktan hoşlanmam. Yanlış anlaşıldığım zaman sert tepki göstermemin nedeni de budur.

  8. Kavramlara ilişkin başka bir yazı

  9. Kavramsal düşünemeyenlerle yaptığım her tartışma, hayal kırıklığımla sonuçlanıyor.

  10. Bir cümle veya kavram ilk bakışta doğru gibi görünse bile olsa bile önce sorgulamayan, konulara fanatikçe bakan ve anlamlı gerekçe düşünmeyip ilk okuduğu 3 – 5 satır ile fikir sahibi olanlar, “hıyarım var diyene tuz alıp koşanlar” egemen güçlerin ekmeğine yağ sürer.

  11. Kavramları ve tanımları saptamadan, tartışma olmaz geyik muhabbeti olur.

  12. Bir kavramın tanımı veya ölçütü sorulursa, çok hoşuma gider.

Yorum Yazın