20 Haziran 2009 Cumartesi

Mezuniyet hediyesi

Genç muhabir Yeliz Öz bu yıl Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun oluyor. Kendi bloguna “sonsöz ya da önsöz…” başlıklı bir yazı yazmış. Friendfeed’de “mezuniyet hediyem:)” başlıklı girdiyi görünce keyifle okudum.

Yeliz, gerçekten önemsediğim ve keyifle izlediğim genç arkadaşlardan biridir. Gelecekte başarılı olacağına hiç kuşkum yok.

Bu yazıları okuyunca aklıma geldi. Bir çok arkadaşım çocuklarına mezuniyet hediyesi düşünüyor. Tatil parası gibi hediyeler artık (bazı gençler tarafından) küçümseniyor. Arkadaşım oğluna araba alacakmış. Delikanlı “3 -4 marka dışında bir şey almamasını” söylemiş.

  • Bir ODTÜ esprisi akla geliyor. “Döveceksin, niye dövdüğünü söylemeyeceksin. Dayaktan değil, meraktan ölsün”…

😉

Bu nedenle üzerinde düşündüm.

Mezuniyetin ödülü ne olmalıdır?

  • Araba, tatil, Avrupa yolculuğu vb… midir? Bence kesinlikle HAYIR.  Bizim için değil, kendi gelecekleri için okuduğunu bilmeli çocuklarımız.
  • Diploma mıdır? O bile şüpheli… Diploma okul sıralarında bulunduğunuzun, hatta kayıt yaptırdığınızın bir “kanıt belgesi”dir. Derslere devam etmeden de alınabiliyor. Üstelik bir “yeterlik” belgesi de olmayabiliyor artık…

Kopya çekerek diplomaya ulaşan da olmuştur, öğretim üyelerine yalvararak ulaşan da… (Nedense bu “yalvarma” konusu geçince hep aynı kişi geliyor bizim sınıf arkadaşlarımızın aklına…)

Yasalara göre “yeterli” sayılabilirsiniz.  Oysa gerçekte “yeterlik” iş başında sınanacak. Hak edilmiş ise, zaten ödülü yıllar boyunca defalarca alınacak.

😛

Öyleyse ne olmalı, mezuniyetin ödülü?…

Bence mezuniyetin ödülü, öğrenmeyi öğrenmektir.

Bunu beceremeden diplomayı almışsanız… “Aferin” bile diyemem… Kısa süre sonra sorarlar zaten “Sen gerçekten o okuldan mezun oldun mu?” diye… Suçu kendinizde bulmaz ve “… bize okulda öğretmediler” derseniz… İşte o zaman diplomayı ne yaparsanız yapın… Siz bilirsiniz…

🙂

Bu dönem, diplomasını hak ederek almış olan herkesi kutlarım. Başarıları da onlarla birlikte büyüyecektir.

😀

Etiketler: , , ,

Kategori: yaşamın içinden

“Mezuniyet hediyesi” yazısına şu ana kadar yorum yapılmamış

  1. Dedikleriniz gerçekten beni rahatlattı, şu an ki sistemde yaklaşık 3,5 milyon issimiz var, ve bunlar içinde milyondan fazla üniversite mezunu olduğu aşikar, ama ben de bir öğrenci olarak baktığımda, arkadaşlarımın üniversiteyi sadece bir araç olarak kullandıklarını görüyorum, okula gir, eşşek değilsen mezun olursun ama 4 yılda ama 7 yılda, derslere girme, sınavlarda arkadaşlardan not bul, kopya çek, bir şekilde adının önüne üniversite mezununu yazdır, bu kimi kandırmak, okulu mu,toplumu mu, iş dünyasını mı, aileyi mi, yoksa kendini mi??? bence en son şık, bir insan kendini düşünmediği ve geliştirmediği sürece, üniversite diplomasının ona yapacağı bir fayda yok ki bugün elini sallasan üniversite mezunu adama carpıyor. Ne diyelim, umarım diplomamı hak ederek alanlardan olurum ki buna sonuna kadar inanıyorum…

  2. Üniversiteyi bir araç ya da geçilmesi zorunlu bir engel olarak görenlerin ülkesinde yaşıyoruz.
    Bakınız binlerce üni mezunu mühendis vs.Bakınız yerli teknoloji üretimimize bakınız yerli firmalarımızın ar-ge lerine.Bakınız diğer ülkelerinkine.

    Ülkem için ne yapabilirim diye yola çıkmayı bırakın düşünmek bile onlar için mümkün değil. Düşündükleri iki şey rahat ve iyi para kazanabilecekleri işi bulmak ve kartvizitlerinde isimlerinin altına ünvanlarını yazmak.

  3. “Ülke için…” idealini geçtim. İnsanın kendisi için bir ideali olmalı.
    Koltuk ve unvan dışında birşeyler…

  4. “mezuniyetin ödülü, öğrenmeyi öğrenmektir.” ifadesi tam bir özet ve yerinde bir tespit bence…

    Bunu öğrenmediğimiz sürece hem okul hayatımız bir ezberin tekrarı gibi geçmekte hemde sonrasına taşınabilecek kıymetli pek bir şey oluşmamakta.

    Üniversiteye hazırlanan gençleri Meslekler ve Okullar konusunda bilgilendirme amaçlı bir programa katılmıştım 2007 yılında Bodrum da. Bilgi paylaşımında bulunacak olanlardan birisi de bendim ve maksadım sadece mümkün olabilirse arkadaşların ufkunu açmaya çalışmaktı.

    Genç arkadaşlar genellikle hangi okulu hangi bölümü bitirdikleri zaman kolay ve kazançlı iş bulabileceklerini sormaktaydılar bizlere.
    Şaşırtıcı olan şuydu, okul kazanılmış, okunmuş bitmiş, diploma alınmış iş bulmak vardı gündemlerinde 🙂

    Benzer bir ifade ile, eğer okul iyi değerlendirilemez ise, öğrenmeyi öğrenemez ise insan, yetkinlik kazanmamışsa önemi var mıydı hangi okul, hangi bölüm olmuş.
    Öncelikli hedef öğrenme serüvenini verimli ve keyifli geçirme, yetkinlik kazanma, sonrası da bu yeterliliği sunarak iş hayatına atılma.
    Mezuniyetin ‘kendini yeterli hale getirmek ve yetkin hissetmek’ den büyük hediyesi mi olur. Bu hediyeyi ise her genç arkadaş kendisine verme gücüne sahiptir diye düşünüyorum

  5. Çoğu tanıdığımın çocuğu, mezun olmaktan korkuyor. Mezuniyet hediyesi kimin umrunda. Herkesin korkusu, mezun olunca iş bulamamamak. O nedenle mezuniyetlerini geciktiren gençler dolu etrafta.
    Hediye olarak 4 araba arasından seçim yapma hakkını kendinde bulanların konusulacak kadar çok olduklarını sanmıyorum.

Yorum Yazın