16 Nisan 2010 Cuma

Muhan hocamızı anacağız

Bugün Muhan Soysal hocamızı anacağız.

40 yıl boyunca ODTÜ İşletme’den mezun olmuş kişiler bir araya gelecek. Muhan hocamızın şehir efsanesine dönüşmüş olan nice öyküsü, bizzat onu yaşayanlar tarafından dillendirilecek.

Dostlarla, tanıdıklarla… Hatta farklı yıllarda aynı kürsüde Muhan hocayı dinlemek ayrıcalığına ulaşmış olan tanımadıklarımızla…

.

Benden bir anı…

Araştırmalar diyor ki “Bir sınıfta en öndeki sandalye sırası ile kürsünün arasındaki uzaklık, sınıfın hiyerarşiyi kabul etmesi ile doğru orantılıdır.”

İdari İlimler Fakültesi öğretim üyeleri de bunu test etmeye karar veriyor.  Sınıftaki tüm sandalyeleri sınıfın en arkasına yığıyorlar.  (yukarıdaki şekil) Derse gelen öğrenciler, o yığından sandalye alıp oturmak zorunda kalıyor.

Ders bitiminde de en öndeki sıra ile kürsü arasındaki mesafeyi ölçüyorlar. (yandaki şekil)

Sonuç ilginç… Kürsüye en yakın olanı İşletmecilik, sonra Ekonomi, en uzak olanı da Kamu Yönetimi sınıfları… Oysa en hızlı solcular, en “eşitlikçi” görünenler Kamu Yönetimi, sonra Ekonomi…

Muhan hoca bunları anlattı. Ertesi hafta  derse geldiğinde… 

Osman, Jale ve ben dizlerimiz duvara deyiyor biçimde oturuyoruz. Kürsü hafif arkamızda kalacak biçimde… “Hiyerarşi de neymiş” gibilerden… (yandaki şekil)

Olağanüstü zekası ile durumu hemen kavradı. Bundan keyif aldı.

O dersi kürsüde bize dönük anlattı. (Arkamızdaki boşluğa geçip, tüm sınıfa  anlatabilirdi.  Bizi de oldukça zor duruma sokardı.) Eylemimizi takdir ettiğini böyle anladık.

Biz de sürekli sol yanımıza bakarak dinledik. Boynumuz biraz ağrıdı. Ama değdi…

🙂

Muhan hocam benim kutup yıldızımdı.

Bana verdiğin her güzel bilgi, duygu, tutku ve anı için, binlerce kez müteşekkirim Muhan hocam.

.

Etiketler: , , ,

Kategori: yaşamın içinden

“Muhan hocamızı anacağız” yazısına şu ana kadar 8 yorum yapılmış:

  1. Canan Onat :
    16 Nisan 2010
    2:11 pm

    Hocam bu anıyı paylaştığınız için çok teşekkürler. Muhan Hoca benim de hocam oldu. Bizi farklı düşünmeye, farklı olmaya çok teşvik etmiştir. Nur içinde yatsın, mekanı cennet olsun, üzerimizde çok hakkı var.

    Muhan Hoca senenin son derslerinden birinde İBF’nin eski binasındaki amfiye gelip sınıfın birkaç poz resmini çekti. “Hocam ne o, hatıra mı topluyorsunuz?” diye soranlara “Yooo, yoklama aldım!” dedi, çıktı gitti. O güne kadar hiç yoklama almamıştı onu da belirteyim:)

  2. duymamistim bunu duymus oldum…hakikaten kiskandim da…. keske boylesi bi hocanin dersine girme zevkini bizler de tadabilseymisiz demeden edemedim …

  3. Vuslat Çamkerten :
    17 Nisan 2010
    8:59 pm

    Sıra-kürsü tespiti muhteşem bir tespitmiş! Biz, felsefeciler olarak, bence sizi geçerdik hocam 🙂
    Muhan Hoca’yı tanımayı çok isterdim…Huzur içinde yatsın…

  4. Vuslat,
    Bizi geçmek için, duvarın içinde oturmak veya öte yana geçmek gerekiyordu.
    Felsefi olarak geçebilirsiniz de, gerçekte… biz noktayı koyduk…

  5. 🙂 elbette…
    Keşke bütün hocalarımızı şu an Muhan Hocayı andıgımız gibi anabilsek.
    Ana-baba ve doktorlardan(bilimadamlarından) sonra en büyük görev egitimcilere düşüyor; bir cocugun, bir gencin ruhsal ve bedensel sağlıgını koruyarak yetişmesinde ve böylelikle toplumun refah seviyesinin bir üst kademeye taşınmasında.
    Hepimizin iyi kötü okul anılarımız unutulmaz…Ama bir de böyle degerli insanları katmışsa hayatımıza, paha biçilmez oluyor anılar…

  6. Muhan Soysal hocam sayesinde farklılığımın keyfini sürmeyi öğrendim. Rahmetle anıyorum.

  7. Muhan hocam hakkında bir gazete yazısı

  8. Öykünün devamı bu link’te

Yorum Yazın