Musakkalı Makarna
Size de olur mu bilmem.
Yemek kitaplarını okurken, her aşamayı beynimde yaşarım. Maydanozu kadın saçı inceliğinde doğrarım, havuçları kibrit çöpü kalınlığında keserim… Okurken tüm malzemeler önce yıkanır, soyulur, doğranır… Pişirmeden önce tabaklarda sırasını bekler. Tatlarını da damağımın arkalarında hissederim. Pişerkenki kokusu burnuma gelir.
Oysa yemek kitabı okuyorumdur. Oturduğum yerde…
😛
Bugün yine sabah erken kalktım. Bavulumu hazırladım. Bir kitaba göz gezdirdim. Sonra da interneti açtım.
Dün Devletşah’ın “Selva makarnalarından aldığı paket hakkında” friendfeed’de yazdığı mesaj ve benim eklemem vardı. Cengiz Çatalkaya’nın girdisini de okudum. İnternet’i kapattım. Selva’nın gönderdiği paketten çıkan yemek kitabına göz atmaya başladım.
Her yemeği, yukarıda anlattığım gibi yaşayarak satır satır okudum. Tadını damağımda hissettim.
Ta ki Musakkalı Makarna’ya kadar.
Onu bir türlü düzgün okuyamadım. Öğrencilik anılarımı yeniden yaşadım. Kafamda görüntüler sürekli çarpıştı. Bir türlü kendimi yemeğe veremedim.
🙁
Ağabeyim ve kardeşim ile, üçümüz aynı evde kalıyorduk ODTÜ’de okurken. Sınav dönemlerinde derslere yoğunlaşmamız için, annem geliyor ve ev işlerini üstleniyordu.
Öğrenci yemeklerinden bir süre kurtuluyor, anne elinden çıkma yemeklere dönüş yaşıyorduk.
Sınav dönemi sonunda giderken de, buzdolabını ağzına kadar dolu bırakıyordu. Karnıyarık, musakka veya kıymalı dolma bırakıldığında… Inı-nı-nın (film fon müziği 🙂 )
Annemin gittiğinin 3’üncü günü, eğer bu yemeklerden kaldıysa… Makarna haşlanmaya başlanır. Yemek dolaptan çıkarılır. Sebzeler çatal ile ezilir. (Patlıcan yemeği ise kabukları iyice sıyrılır; biber dolma ise zarından temizlenir – onlar kolay ezilmez zaten.) Salçalı su (çok salça – az su) kaynatılır.
Sebzeleri iyice ezilerek macun kıvamına getirilmiş olan yemek salçalı suya eklenir. Karıştırarak iki taşım kaynatılır.
Haşlanmış makarnanın üzerine serilir. Makarna, öğrenci yemeği olmaktan çıkar, sultanların ağzına layık duruma geliverir.
🙂
Selva’nın makarnalı yemek tarifleri kitabını okurken, musakkalı makarna kısmına gelince “ben buldum, ben buldum” diye düşündüm… (Okan Bayülken’in reklamlardaki sesi ile…) Hem de 30 küsür sene önce…
😛
Etiketler: makarna, ODTÜ, öğrenci, Selva, sınav, yemek
Kategori: yaşamın içinden
17 Mayıs 2009
12:16 pm
Uğur Hocam, Selva’nın yaptığı da senin bulduğunu bulmak oldu zaten… 🙂
19 Mayıs 2009
2:17 pm
anneciğim de kalan kuru fasulyenin içine biraz su ve tereyagı ekler kaynatır, içine bulgur atar.pilav yapardı..
20 Mayıs 2009
3:26 pm
Bu makarnalı yemek kitabı insanı çekiyor.
Arada bir elime alıp bakmaya başladım. Kahvaltıda bile makarna düşünmeye sevk ediyor.