6 Mayıs 2009 Çarşamba

Müşteri’nin adı ne?

Firmalar, müşterilerini iyi tanımlamalıdır. Geçen sene bir sosyal medya ekibi bir müşteri şikayeti konusunda Starbucks ile görüştüler. Özgür Emre bunu yazdı. Şu kısmı not ettim.

  • “Starbucks yetkilileri müşterilerini “misafir”, çalışanlarını da “partner” olarak gördüklerini, konuşmalarının hemen hemen her kısmında vurguladılar. Hatta bir kaç kez müşteri diyerek tahrik etmemize rağmen yine de misafir kelimesini kullanmayı tercih ettiler. ”

Starbucks, müşteri değil de misafir terimini kullanıyor.

Bankalar…

Devamı

😉

Etiketler: , , , ,

Kategori: yaşamın içinden

“Müşteri’nin adı ne?” yazısına şu ana kadar yorum yapılmamış

  1. Friendfeed’deki katkıları buraya (özünü değiştirmeden, ama biraz kırparak) ekliyorum. http://friendfeed.com/ugurabi/afa9c0d5/m-teri-nin-ad-ne
    😛
    İpek Aral Kişioğlu: (İnsan kaynakları iç hizmet departmanı) İşe başvuran dış müşterilere “aday”, iç müşteriler olan personele ise “ekip üyesi” diyorum.
    * * *
    Eren Kumcuoğlu: FMCG’de ürüne katma değerli bir erişim yoksa satın alan kişilere bir isim koymak kolay olmayabilir. Şirket dahilinde ise ben plasiyer’e ve satış elemanına, tüketici ve müşteriyle (tüketici perakende, müşteri HORECA için kullanılıyor) sıcak temasta bulunması mümkün olan herkese “marka temsilcisi” diyorum.
    * * *
    John Serra – Fabrika ortamındayız… Müşteriye müşteri diyoruz. Müşteriler ziyaret etmek istediklerinde aramızda müşterinin önünde olsun olmasın “misafir” diye hitap ediyoruz.
    * * *
    Eren Kumcuoğlu – Mado müşterisine “müdavim”, çalışanına “mahdum”, yatırımcısına ise “eş” diyor.
    * * *
    Metin Kahraman (İdeshot) Bizim şirket “girişimci” diyor 🙂
    * * *
    Yusuf Esenkal (Cevahir AVM) biz ziyaretçi diyoruz 🙂
    * * *
    Aslı Gökdere: Sadece bakıp çıkanlar için “ziyaretçilerimiz”, alışveriş yapanlar için “üyelerimiz” diyoruz –
    * * *
    Alev Durmuşoğlu müşterisine “bebek” 🙂 diyor
    * * *
    Handem: Psikologlar “Danışan” diyor –
    * * *
    Burak Dönertaş: Müşterisine “Arkadaş” diyor. “Çünkü hemen hemen her çalıştığım insan işlerimiz bitse bile arkadaşım olarak kalıyor” 🙂 diyor.
    * * *
    CagataykarakoC: elektrik malzemeleri sektöründeyiz ve “usta” bizim için en uygun hitap. Karşımızda ki genel geçer “usta” kriterlerine uymasa bile, müşterimizin işi bildiğini,işin ehli olduğunu ona hissettirmemiz fayda sağlıyor.
    * * *
    Sonradan aklıma gelenler:
    .
    Otobüsçüler, yoldan aldıkları kişilere “ördek” derler.
    .
    Taşra şehirlerinde bar-pavyon sahipleri şantöz-dansöz takımına “Kaç masan var?” diye sorarlar. Yani, “sen buradasın diye kaç masa dolacak?”… Bu “kaç tane adanmış müşterin var?” anlamına geliyor.
    .
    Dergi yayıncıları “abone” diyorlar
    .
    Katkıda bulunan herkese çok teşekkür ederim.

  2. Selamlar Hocam;
    Ben sizden öğrendiklerimi yorumlayarak Fisun Hanım’a aşağıdaki yazıda geçen cümleleri kurdum.
    Tam da burda öğrenci – müşteri farkından bahsetmişsiniz.
    Acaba ben mi anlattıklarınızı yanlış yorumlamışım.
    Siz ne düşünüyorsunuz?
    Fikirleriniz benim için değerli…
    http:/.denizoner.com/2009/05/09/adschoola-ogrenci-bakisi/

  3. Yanlış hatırlamıyorsam aslen kime neyi satma amacında olduğumuzu belirlediğimizde müşterinin kim olduğu da ortaya çıkıyordu.
    Hatta şöyle bir örnek vermiştiniz:
    Gazetenin müşterisi okuyucu değil, reklamverendir çünkü amaç okuyucuya gazeteyi satmaktan öte reklamverene okuyucuyu satmaktır.
    Burda da özel okulların gelir modeline bakarak müşteriyi öğrenci diye adlandırdıklarını söylemek yanlış olmaz sanırım…

  4. Burada şunu anlamak gerek.
    Öğrenci değil anne veya babası okulun müşterisi. Lakin satın alınan şeyin ne olduğu önemli.
    😉
    Eğitim satın alındığı takdirde, kolay sınıf geçilmesi talep edilmez, adam gibi eğitim verilmesi istenir.
    Diploma satın alındığı takdirde… (Bunu isteyenin aklına şaşarım) “paranı ben veriyorum” demeye başlarlar….
    🙁
    Bana gelince, okul benim müşterim. Okula zamanımı satıyorum ve para alıyorum. Öğrenciler, “son kullanıcı” oluyor (kuramsal olarak).
    Bundan dolayı, “buradan bakınca, müşteri değil, öğrencisin” diyorum.

  5. Fuar sektöründe, asıl satışın yapıldığı, yani yer satın alan firmalara “katılımcı” deniyor. Yüzlerine karşı da arkalarından da katılımcı diyoruz 🙂

    Fuarın ikinci müşteri grubu da katılımcı firmalarla görüşmeye gelen “ziyaretçi”ler.

    Bu ikisi dışında kelimelerin kullanılmasına gerek olmuyor. Ancak sektörde olmayalar genelde iki kitleye de “katılımcı” diyebiliyorlar.

  6. […] topladıkları ördekler için ise, yazıhaneye para ödemiyor, tüm para cebe kalıyor.  (İşte size marjinal […]

Yorum Yazın