27 Şubat 2015 Cuma

Rahatlık ve Şuursuzluk

Bir arkadaşımın dersine, konuk olarak katıldım. 2 saat süresince Sosyal CRM anlattım.

Genel davranış ve düşünce değişiklikleri, insanların kendileri hakkında paylaştıklarından örnekler, bunlardan nasıl fırsat üretileceği,  Türkiye’den ve Dünya’dan başarılı ve başarısız örnekler… 2 saate ne kadar sığarsa anlattım. Bazılarını hızlı geçtim ama 90’a yakın slayt kullandım.

Aynı günün akşamına şu mesajı aldım.

ders-slaytlar

Derste kullandığım slaytı istiyor. Tek bir slayt kullansam kız arkadaşının bakıp anlayacağını umuyor. Dersi dinlemeden bakıp sınavı başaracağını umuyor. Hesap bilmemek diye sıfatlamıyorum. (Diğer beklentilere, uslup ve dilbilgisi yanlışlarına değinmiyorum.)

Yazmıştım ya! Bir öğretim üyesi arkadaşım “Bunlar hesapsız değil, şuursuz” diyordu.

Başarılı şuursuzluk örneğini paylaşıyorum.

 

Etiketler: , ,

Kategori: yaşamın içinden

“Rahatlık ve Şuursuzluk” yazısına şu ana kadar 7 yorum yapılmış:

  1. şuursuzluk ve sonuçları için en beğendiğim benzetme şişirilmiş bir balonun serbest bırakıldığındaki hareketleri.

  2. Facebook yorumlarını ekliyorum.
    .
    Harun Yücesoy zavallı çocuk, bence bu arkadaş ne dediğinin ve nasıl göründüğünün gayet farkında. Allah hepimizi hatun dırdırından korusun Neyi neye tercih ediyor insan yeter ki bitsin diye bu işkence!!
    .
    Duygu Öner Z kuşağı hocam
    .
    Hamza Şamlıoğlu Hocam hatun dırdırından kurtulmak için insan bazı durumlarda kendini aptal, amele, salak gibi sıfatları yakıştırabiliyor.
    .
    Omer Yagiz Bu çocuğa bir de Türkçe Yazım 101 ‘slaytlarını’ gönderseydin Hocam..
    .
    Asli Subasi “derste”den sonrasını okumaya bir süre ara verdim. Orada gözüm seğirdi.
    .
    Nilda Berrin Alptekin Z kuşağının “yuları şimdiden kaptırmış şuursuz Evladım” diye seslenip, ardından Haydar Dümen vari konuşalım geldi ama sinaps bağlantılarında bile hasar olduğunu düşündüğüm bir öğrencimsiye bu bile çok.. Dağılabiliriz
    .
    Latif Çakıroğlu · Sorun biraz da bizim sistemimizde. Yurt dışındaki üniversitelere bakıyorsun dersler canlı yayınlanıyor, ders sonu video erişime açılıyor, kullanılan sunum dosya sisteminde hazır, derste tahtaya yazılmış olanlar da anında ekleniyor sisteme… (İTÜ’de de bazı derslerde kullanılıyordu.) Ama burada yoklama önemli, bilgiyi saklamak lazım, paylaşmamak lazım, derse gelip güzel yazı ile not alanların defterleri fotokopiyle çoğaltılmalı….
    .
    Mert Can Koç · Bence hiçbir sıkıntı yok. Hocalar burunlarını biraz aşağı indirip yere baksalar görecekler ki öğretiyoruz sandıkları ıvır zıvırlar gerçekten o derse girmeden de öğrenilebiliyor ve sınavlar geçilebiliyor. Şahsen okulumdaki derslerin %70’ini dışardan takip etmiş bir kişiyim ve yine de bazı derslerimi daha öğrenciyken öğretebilecek düzeydeydim.
    Türkçe yazımı imla falan o konuya girmiyorum zaten bunu sen öğretmedin ki sen yargılıyorsun. Ayrıca yargılayacaksan 8 10 sene zorla oturttuğun sıralarda neden öğrenemediğini, bunları öğrenemeyen bir insanın nasıl üniversite sınavını geçtiğini yargıla. Şahsi görüşüm imla dil bilgisi de ıvır zıvır. Bir üniversite aldığın dereceler değil tecrübelerin senin karnını doyurur. O kadar çok üniversite mezunu, doktor hatta öğretim görevlisi reel hayatta ihtiyacı olan bir işi göremezken böyle özgüveni olan ve açık yüreklilikle istediklerini istediği insana anlatabilen “şuursuz” kişilik oldukça başarılı olacak. Açıkçası verdiğiniz derslerde yaptığınız sınavlarda çokta fifi ama hatır gönül koyacaksanız slaytları verinde son gece az biraz bakalım
    .
    Barış Atasoy Uğur hocam, konuya yanlış yerden başladığınız için donanım küpü toplumumuz tarafından “ney var yeaa” tepkisi almışsınız. “Üniversite nedir, insan nedir, adab-ı muaşeret nedir ?” diye başlamalıydınız.
    .
    Volkan Aytan açıkçası bende attığı maili okuduğumda edebi bir eser kaygısı gütmeyen, kendi kabahati yüzünden arkadaşı dersten mahrum kalan bir öğrencinin düzgün bir üslup ile notları isteyişi var. Bu kişinin ya da öğrencinin bu postu-paylaşımı ekran görüntüsü ile paylaşıp “iyi niyet istismarı” bile diyebilirdi. üzüldüm.
    .
    Burcu Tüzün Edincik Bence z kuşağı diyerek o özgün ve zeki kuşağı aşağılamayalım. Çünkü bu arkadaş baya gerisinde z kuşağının. Tam bir cahil cesareti başka diyecek bir şey bulamadım. Bir de kadın dırdırı bizi ne hale getiriyorcular var. Kadın dırdırı bir erkeği bu kadar cahil cesaretine itip,bu kadar salak bir harekete yöneltiyorsa o kıza sesleniyorum: hemen uzaklaş kızım bu adamdan. Çünkü bundan sana hiç bir şey olmaz. Bir de dersine gireceksen gir adam gibi,girmiyorsan da saçma saçma hareketler yapma.
    .
    Ela Gül derse gelemeyen öğrenci arkadaş bu dersi gerçekten önemsiyormuş/önemsemiş ve erkek arkadaşının yüzünden gelememiş. belli ki bu konuda da daha sonra çocuğa fena patlamış ve akabinde çocuk bu maili hızlı ve telafi edici bir çözüm yolu olarak görüp kız arkadaşına iyilikte bulunmak istemiş. belki yazarken aceleci davranmış ya da türkçesi gerçekten zayıfmış.

    konu çocuğun sunuma slayt demesi, imla ve uslupa dikkat etmemesi mi, niyeti mi?

    sormak istediğim gelemeyen kız direkt mail atıp “hocam, derse önemli bir nedenden dolayı gelemedim, rica etsem notları benimle paylaşabilir misiniz?” dese hocanın cevabı ne olurdu? GELSEYDİN KIZIM mı?

    devamında uzun uzun yazmak isterim, fakat çalıştığım için uzun zaman ayıramayacağım ama sormak istediklerimi sıralayacağım:
    *cahil cesareti, şuursuzluk nasıl bir yaftalama? (bence şuursuzca)
    *hocadan ders notu istemek ne zaman saçma bir hareket oldu?
    *sunum bakınca gerçekten fikir vermeyecek bir sunum mu? sadece anahtar kelimelerden oluşan basit bir ppt ve bol laf salatası mı içeriyordu? (egoya ego örneği, dersi ve hocayı tenzih ederek içinizdeki ben oldum insanına bu yorum)
    *iletişime, paylaşıma açık olmayan, sosyal medyayı örnek olmayı hedeflediği gençleri “gömmek” için kullanan bir insan nasıl bu gençlere verimli olabilir?

    şu anda justin bieber hayranlarını ezmeye çalışan durex tweeti olmuşsunuz.

    yazık.
    .
    Tutku Özmen Kurt Yahu üniversite artık burası hatta belki yüksek lisans. Bir diyeceğin varsa velin aracılığı ile deme yaşı çok geçmiş olsa gerek…
    .
    Gonca Telli Eyyy gençlik…..
    .
    Kadir Deniz Elmas · Yani niye boyle bir paylasim yaptiniz cok da anlam veremedim ama ya cocuga gonderecektiniz yansilari ya da gondermeyip e-postasini silecektiniz. Ne ispatlanmak isteniyor burda?
    .
    Burcu Tüzün Edincik Hocam sunumu verin, nasıl çalışacağını anlatın, yanına kaynak da verin hatta sınav sorularını cevaplarıyla iliştiriverin. Nolcak? Ölmezsiniz ya! O kadar hasta salya sümük sürünerek derse gelip not tutan arkadaşlar varsa da işte salaklıklarına verin napalım ama 🙂
    .
    Burcu Tüzün Edincik Bir de yukarıda biri cahil cesareti nasıl bir yaftalama demiş. Yaftalamadım ben direkt yazdım açıkça. Parantez içine şuursuzca yazınca kendisi birini yaftalamamış mı oldu ne oldu anlayan anlatsın.
    .
    Betül Yıldız Olaylar hep universite mezunu olmazsan is bulamazsin kaygisiyla patlak verdi kanimca. Halbuki Üniversite felsefi tartışma ortamında akıl sürecini duygusal sürecin önüne alarak kişilerin olayları görerek ve tartışarak farkına varılabilirliğini sağlayan ortamlardır.* Universite idealde olması gereken hali ile bir düşünce üretme yeridir. Simdi gel de anlat bunu universiteden mezun olmanin sadece is bulmaya yaradigini dusunenlere. Allah sabirlarin en buyugunu versin sevgili Hocam. Saygilar…
    .
    Uğur Özmen Ders içeriğini http://www.uzaktancrmegitimi.com/category/crmsureci/crm-sosyal-crm zaten paylaşmıştım. Oradaki yazıların özetini anlattığım için okuyacak 50 kadar yazı var. Haydi hayırlı sınavlar.
    .
    Kutadgu Arslan Işte bunlar hep nostalji 🙂

  3. Uğur hocam. Kusura bakmayın. Yazmayacaktım ancak bende dayanamadım. Ben size buna benzer başka bir konuda da aynı şeyi yaklaşık 1 sene önce de buradan söylemiştim ancak siz yine anlamamışsınız. Ya da böyle yapmak hoşunuza gidiyor.
    Neden acaba öğrenciler ile burada didişmekten vazgeçmiyorsunuz? 🙂 Enerjinize yazık.Acaba böyle yaparak neyi nasıl ve ne şekilde düzeltebileceksiniz?. Bu size ne kazandırır?. 13 yıllık meslek hayatımda sizin o şuursuz dediğiniz öğrencilerden ben ne kadar gördüm görüyorum bir bilseniz. Ama hiç birisinle uğraşmıyorum. Çünkü gerek yok. 🙂 Ne ben düzelirim ne de onlar.

    Ayrıca Bir akademisyen olarak yukarıda Mert Can Koç’un yazdıklarına katılmamak mümkün değil. Doğrusu neyse onu yazmış. Kendisini Pantheon’un sahibi sanan “şuursuz” meslektaşlarımızda malesef “şuurlulardan” daha fazla. Çocuk haklı… Çoğu zaman bize mecbur olduklarından katlanıyorlar malesef. Acaba biz onlar için mi oradayız yoksa onlar bizim içinmi oradalar? Acaba biz aslında neyiz, kimiz, yeteneklerimiz ne, hangi psikolojiye sahibiz. Kim kime bu çocuklara bu sıfatları takınca acaba bu çocuklar “adam” mı oluyor? Herkesi kurtarmak zorundamısınız?. Acaba derslerin “gerçek katma değeri” onlar için nedir ?. Sorular çok fazla.. Ancak kendisini tanımayan ve ayrımları yapamayan dünya kadar sevgili meslektaşımız var malesef. 🙂

    Saygılarımı sunarım..

  4. Merhaba Sedat bey,
    Bu konuda yazmaktan geri durmayacağım. O yazının devamını da yazacağım.
    Daha önce yazdığım gibi, bana defalarca “Bunları zorlamayacaksın” denildi. Yine de belki 2 – 3 kişiyi farklı düşünmeye iterim diye çaba sarfettim.
    🙁
    O çocuğun bazı söyledikleri doğru olabilir. Öyle akademisyenleri ben de gördüm. (Hatta biri doktora dersi alırken canıma okudu, sonra da benden çok şey öğrendiğini söyledi.) Ama öğretmek için çabalayan birçok öğretim üyesi de var. O çocuğun “şuuru” bunları ayırt edemiyor olabilir. Sadece bunun için bile çaba sarf etmeye değer.
    😉
    Benim dersimin katma değeri yoksa almasın. Yukarıda Betül Yıldız’ın dediği gibi “üniversiteye neden gittiğini bilmek” ile ilgili bir konu. Bürokrasinin bir sonucu olarak ordaysa, yine “şuuru” ile ilgili sorularımız olur. “Bu devirde koltuk için okunur mu kızım?” diyebiliriz.
    😉
    Dediğim gibi, bu konuda çok gideceğim. Hepsini şimdi yazmayayım.
    Yoğun iş hayatı nedeniyle biraz geciktirdim sadece…
    🙂

  5. Peki sayın hocam. O öğretim üyelerini zaten tenzih ediyoruz. Herşeyi ile. Ancak anlaşılan ne sizin inadınız biter bu konuda ne de bu “şuursuzlar” 🙂
    Yazılarınızı bekliyoruz.. 🙂

  6. Mustafa Şenhelvacılar :
    18 Mart 2015
    1:18 pm

    elinde feneri ile kumsalda denizyıldızı toplayan bir insan gördüm…
    🙂
    Karşıt olan herhangi bir şeyi anlamaya/algılamaya/dinlemeye çalışmak yerine eleştirmek ve yerden yere vurmanın erdem sayıldığı çağ dönümünden geçiyoruz.
    Hepimiz aynı bilgiye eriştiğimiz halde farkı biraz da sosyal olgularda aramak gerektiğini düşünüyorum. Yoksa onların beş gözü, sekiz kulağı, iki beyni, 340 IQ’su, terabayt hızında internetleri, 88 çekirdek işlemcili bilgisayarları yok 😮
    Kolay gelsin:))

  7. Yukarıdaki yazının yorumlarına toplu yanıt, bu linkte

Yorum Yazın