Şahane bir dün…
Dün (Perşembe) güzel bir gündü. Hatta biraz daha geriye gitmek gerek. “Perşembe’nin gelişi, Çarşamba’dan bellidir” derler.
Çarşamba günü Young Guns Agency ilk müşteri görüşmesini yaptı. Konkur için ödevine başladı. Perşembe sabahı ilk hazırlıklar yapıldı.
Öğleden sonra 10. Pazarlama Konferansı’ndaki “Dijital Pazarlama Forumu’nu dinlemeye gittik.
😛
Önce Hakan Senbir ve Sinan Günal ikilisinden Project House’un stratejik planlama modeli DEEP’i izledik.Üzerinde çok zaman harcandığı ve çalışıldığı belli olan bir model idi. Project House’a yakın komşu olduğu için neyse ki Young Guns ekibi bu konuda ayrıntılı eğitim alabilecek. Hatta son 23 kişiden bazılarını da eğitime davet edebileceğiz.
Sonraki seans Tuğçe Esener ve Serhat Akkılıç’ın Trendler konusundaki düeti idi. Bu eğlenceli sunum sırasında salon doldu, taştı. Ayakta dinlemek için bile yer kalmadı.
Son seansda Levent Erden ile Cüneyt Devrim sahnedeydi. Levent’in gerçekçi olduğu kadar da açıksözlü olduğunu bir kez daha gördük. İçeriden biri olarak reklam ajanslarını tüm çıplaklığıyla anlattı. (Kendisinin neden sevilmediğini de tekrar anlamış olduk.)
😀
Benim için gün bitmedi. Lütfi Kırdar’dan çıkıp, Bilgi Üniversitesi’nin Dolapdere Kampüsü’ne koştum. Efsane patronum Sn. İsmail Yalçınkaya’nın konuşmasını dinlemeye gittim.
Bilgi Üniversitesi Finans Kulubü “İyi Bir Yönetici/Profesyonel Nasıl Olunur” konulu sohbet için İsmail Yalçınkaya’yı davet etmişti. Bence mükemmel bir seçim.
Neden derseniz, birkaç kez yazdım. [1], [2], [3], [4], [5], [6]… (Keşke daha önceden haberim olsaydı da sizlere duyurabilseydim.) Profesyonel yönetici olmak isteyen herkes, İsmail beyi dinlemeli…
Kendisi yönetilirken patronunun hangi noktalara dikkat ettiğini duymak (yıllar sonra olsa bile) yine eğlenceli ve öğretici oldu.
😀
Özetle, şahane bir Perşembe geçirdim. Bilgi birikimim arttı. Birçok dostumla karşılaştım. Daha ne olsun…
😀
Etiketler: İsmail Yalçınkaya, reklam ajansı, reklamcı, Young Guns
Kategori: yaşamın içinden
11 Aralık 2009
10:20 pm
Gercekten Harika sunumlardı. Sayfalarca not aldım…
Özellikle Levent Erden’i dinlemek benim için hem heyecanlı hem şaşırtıcıydı. Ama tekrar sizleri görmek ayrı bir güzeldi hocam.. 🙂
12 Aralık 2009
9:29 pm
Tuğçe,
Benim için de “aynen”
Hem Levent Erden’i dinlemek (açıkcası daha önce defalarca izledim ve düşüncelerine katılıyorum), hem de seni tekrar görmek güzeldi.
Yakında DEEP eğitimi olacak. Seni bekleyeceğiz.
15 Aralık 2009
11:25 am
Umarim DEEP egitiminde orada olabilirim…