Unvan hak değildir
Unvana odaklı olanlar yazısına yorum yazan speedy
- bence Ayşe’ye biraz haksızlık ediyorsunuz. Değerlendirmek için eksik veri var. İkisi de terfi haketmiş olabilir. Ahmet kendi halinde biridir, hakkını aramayı bilmiyordur.
demiş.
Unvan odaklı olan tüm iş arkadaşlarım da böyle düşünürdü zaten. Unvan, masa, koltuk, araba, sekreter, vb… peşinde koşmuyorsan “hakkını aramıyorsun”… Bu tecrübe ve düşünceyle yanıtladım:
- Ahmet “hakkını aramayı bilmiyor” değil de “ünvan peşinde koşmaktan daha önemli şeyler olduğunu biliyor” olabilir değil mi?
Önce şunu anlamak gerek.
İşinizi iyi yaparsınız. İnsanların işini kolaylaştırdığınız görülür. “Şu işe de bakıver” derler. Yetki alanınızı kendiniz genişletirsiniz. Şaşıracağınız kadar büyük yetkileriniz olabilir.
“Yetki verilmez, alınır” demelerinin nedeni budur.
Ama ünvan başkası tarafından verilir. Unvan hak değildir.
🙂
Etiketler: mükemmel eleman, sorumluluk, ünvan, yetki
Kategori: İş hayatı, yaşamın içinden
25 Mart 2009
12:48 pm
Üstadım;
Her yazın bir sürü anıyı tetikliyor, ama en önemlisi yıllar boyu işimi iyi yaptığımı gösteriyor. Milliyet Radyosu’nda “müdür” ünvanlı işimden, Milliyet Gazetesi’ne sıradan bir müşteri temsilcisi olarak geçiş yaptığımda, bir çok kişi dehşet içerisinde, akıl sağlığımı sorgulamıştı. Kısa sürede, sadece bana verilenleri değil üzerime vazife olmayan işleri de iyi yaptığım için “müdür yardımcısı” ünvanı verildi. Ne mi değişti, hiç bir şey değişmedi, öyle değişmedi ki ben arkama bakmadan kaçtım Milliyet’ten. Ama tanıdığım insanlar, iş birliği yaptığım şirket yöneticileri ve çeşitli sektörlerden reklamverenlerle hala çok iyi dostluklarım var. Bunları da bana ünvan vernedi, ben kazandım. Teşekkürler yazdığın ve paylaştığın için.
Sevgi ile kal…
25 Mart 2009
1:03 pm
Teşekkürler Müge,
Benim de amacım “Bunları bana ünvan vermedi, ben kazandım” diyebilecek gençler olmasını sağlamak.
Başkasının vereceği, istediği zaman da geri alabileceği masa, koltuk, araba için herşeyi yapmaya hazır olmamalarını ummak.
25 Mart 2009
1:03 pm
Bu yazıya diğer yorumlar: friendfeed‘de
25 Mart 2009
1:06 pm
Tamamen katılmakla beraber bu yazıda bahsedilen şirket ütopik bir yönetime sahip olmalıdır ki söylenenler gerçek hayatta da uygulanabilsin. Gerçek hayatta ünvanınız, geliriniz, haklarınız için işinizi iyi yapmak gerçekten yeterli mi? Tabi ki değil. Ya üst düzey birinin yakın tanıdığı ya da çok sağlam bir yalakası olmadığınız sürece ünvanınız hakkınızmış gibi savaşıp kazanmadığınız sürece işini en iyi yapan ama en az hakka sahip olan alt düzey bir çalışan olarak kalırsınız. keşke gerçek hayatta da bu şekilde idare edilen şirketler varolsa da, çalışanların tek derdi işlerini iyi yapmak olsa 🙂
25 Mart 2009
1:15 pm
Murat,
Sana katılmayabilirim değil mi?
Yukarıda Müge’nin “yaşanmış” örneği var. Benim de çok örneklerim var. Bir kısmını blog’da yazdım. Zamanla diğerlerini de yazacağım.
İşini iyi yaptığında, seni kaybetmek istemezler. Sonuçta bu bir “verim-maliyet” hesabıdır. En kötüsü o şirkette değilse başkasında iş bulursun. Daha yüksek ücrete ulaşırsın.
Kendimizi “akraba – yalaka” varsayımlarından kurtarırsak, başarılı olmak için önümüzde tek bir aşama kalır. İşimizi herkesden daha iyi ve doğru yapmak.
25 Mart 2009
1:48 pm
ünvan en ucuz teşvik olarak kullanılıyor. Insanların yaptığı iş değişmese de ünvan verince ayrılma istekleri etkileniyor.
25 Mart 2009
2:20 pm
Beni doğrulayan bir örnek… Teşekkür ederim Hakkı
25 Mart 2009
4:46 pm
5 yıl önce 16 yaşında Hürriyet’e başladığımda hiçbir şey idim. “İşlerini kolaylaştırdığımı” gördüklerinde stajyer oldum. Ardından stajyerlerin koordinatörü sonra genç muhabir, şimdi ise muhabir. “Gazeteci” olduğum günü de görebilecek miyim acaba:) her yazınız bir ders gibi, Teşekkürler..
25 Mart 2009
4:58 pm
Başarını bizimle paylaştığın için ben teşekkür ederim Yeliz.
Bunları bizzat yaşamış olman çok güzel. Hemen her işyerinde “işlerini kolaylaştırdığın zaman” akraba veya yalaka olmasan da terfi edeceğini, en azından yetkilerinin artacağını ve bunun sadece ütopik firmalarda olmayacağını anlattığın için teşekkürler.
26 Mart 2009
12:21 pm
Unvan hak değildir (2)
16 Aralık 2009
10:36 am
Unvanların verildiği gibi alınabileceğini daha önce çok kez yazdım. Bunu olağan karşılıyorum. Yeter ki nezaket ve nezahat unutulmasın.
28 Temmuz 2010
12:18 pm
Önce kendinizi göstermeniz gerek. Önce maaş veya unvan diye tutturup, sonra da “patron bana yeterince fırsat vermedi” derseniz, sadece kendinizi kandırırsınız.