Virüs = Son Zaman Bükücü
1984 senesinde Anadolu Deniz Acenteliği’nde Satış ve Pazarlama Müdürü olarak çalışmaya başladım. Scanducth isimli tarifeli konteyner hattının İstanbul acentesiydik. Japonya’dan yola çıkan, Hong Kong – Singapur – Malezya’ya uğrayan; civardaki diğer limanlara feeder ile giden, Süveyş’ten Akdeniz’e gelen ve Pire ile Marsilya’ya uğrayan [Akdeniz’deki İstanbul ve İzmir dahil] diğer limanlara yine feeder ile servis veren hat, Atlas Okyanusunda Fransa ve Belçika limanlarına uğrayıp Roterdam’da son buluyordu.
- Feeder servisini o kadar etkin kullanıyorlardı ki, konteyner Japonya’dan İstanbul’a 24 – 28 günde geliyordu. Bu sayede, rakiplerden %45 pahalı olmasına rağmen Uzak Doğu – Türkiye arasındaki elektronik ithalatının %70‘e yakınını Scandutch taşıyordu. [Öyküsü şurada]
Bu sayede, denizci takvimi denilen 3 aylık takvimlerle tanıştım. Bir önceki ay, içinde bulunduğumuz ay ve bir sonraki ayı gösteren takvimi tam karşıma asardım. Zamanla o da yetmedi. Bir sonraki ayın ortası için sipariş aldığımda, gemi daha da sonraki ay İstanbul’a gelecekti. İki sonraki ayı da görmeliydim. Bir başka takvimin son kısmını kesip altına ekledim. 4 aylık takvimim oldu.
- 3 aylık takvimin yanlış kullanımı şurada.
😉
Denizcilikten ayrıldıktan sonra alışkanlığım devam etti. 4 ay yerine 3 aya indirdim. Ama çalıştığım her kurumda, kafamı kaldırınca hemen görebileceğim yerlere denizci takvimini astım.
Zamanla, yine 3 aylık takvim devam etti ama geçmiş ay yerine bu ay ve sonraki iki ayı gösteren bir hâle getirdim. Daha büyük projelere girdiğim veya daha ileri tarihler için söz verdiğim zaman takvimi uzattım.
Mart’ın 8’inde, masamın tam karşısında şöyle bir takvimim vardı.
Her Pazar İstanbul Bilgi Üniversitesi MBA programındaki CRM dersine ek olarak Haziran ayına kadar eğitimler, projeler, konuşmalar, vb… “Tatile ne zaman çıkarım” “aileyle birlikte olmaya zaman bulabilecek miyim” “birkaç kere gidip gelmek gerekecek” gibi planlar ve endişeler de vardı.
Artık öyle endişelerim filan yok. Programların hemen hepsi “bilinmeyen bir tarihe” ertelendi. Takvim yine karşımda duruyor ama pek anlamı yok.
😛
Zamanın çokluğu, insanda öncelik kavramını bozuyor. Artık takvime pek bakmıyorum ama önceliklerimi doğru oluşturmak için YAPILACAK İŞLER LİSTESİ tutmaya devam ediyorum.
Bugünlerde B2B’de CRM konusuna daha fazla zaman ayrımaya çalışıyorum. Okuyup öğrendiklerimi de paylaşmak istiyorum. Son yazılarda [1] , [2] B2B ağırlığının nedeni de bu.
😉
Etiketler: takvim, zaman yönetimi
Kategori: yaşamın içinden
22 Mart 2020
9:14 pm
Evet bugünlerde takvimler karıştı. Hatta birçok çalışan virüs salgınına işverenim 30 gün dayanır , 15 gün yıllık izinden kullandırır, önüme ücretsiz izin çıkarmazsa muhtemelen tazminatlı çıkış ! Bu takvim 1 Nisanda netleşir.