8 Ocak 2011 Cumartesi

Yanlış örnek

Yeni işin hayırlı olsun” yazısına bir yorum gelmiş. Kendi adını “önemli mi” diye gizleyen bir arkadaştan.

  • Ilginç bir post. “Duydum ki yine kovulmuşsun” diye size hitap eden yazılar hakkında ne düşünürdünüz onu merak ettim. Toplantılarda insanların fikirlerin projelerine salakça aptalca diyerek hakarete varan cümleler sarfederdin bu nedenle zamanı geldiğinde seni savunacak kimse kalmadı diye ekleme yapsalardı 🙂

diye yazmış. (Dil bilgisi ve anlam hataları kendisine aittir.)

🙂

Ozan Cılga friendfeed’deBen olsam sırf isim- soyisim belirtme cesareti göstermeden “Anonim” olarak yazdığı için cevap verme zahmetinde bulunmazdım Uğur Hocam.” diye yazdı.

Yanıt vereceğim. Yanıtı o hak ettiği için değil. Onun gibi düşünen gençleri uyarmak için.

Cümle cümle ele alalım.

🙂

“Duydum ki yine kovulmuşsun” diye size hitap eden yazılar hakkında ne düşünürdünüz onu merak ettim yazmış. Blogumu daha fazla okumalı. Zaten kovulmalarımı yazdım. Sonuncusu hariç hepsini… Onu da yazmakta hiç sakınca görmem. Zira, birçok yerde anlattım. Videolarda da var.

😀

Toplantılarda insanların fikirlerin projelerine salakça aptalca diyerek hakarete varan cümleler sarfederdin demiş. Bunu da gizlemedim. “Kendi fikirleri hariç tüm fikirleri öldüren adam diye adım çıkmıştı” diye açıkça belirttim. Hatta bir röportaj da yayınlandı. Başlık bu cümle üzerine kurulmuştu.

Fikir öldüren adam

😀

Bir arkadaş kendince şahane fikir bulmuş. Asansör şirketlerinden birini ikna bile etmiş. “Bir ortak kart çıkartacağız. Apartman yöneticilerine o kartı vereceğiz. Apartman alışverişlerini o kartla yapacaklar. ”

  • Apartman yöneticisi o kartı niye kullansın? Bu kartla alışveriş yapınca kazandığı puanlarla asansör mü alacak? gibi soruların yanıtı… “Asansör firması benim iyi müşterim. Bu kartı çıkarsak olmaz mı?”

Bu fikri şimdi de salakça aptalca buluyorum.

😉

Başka arkadaş hastaneler grubuyla mutabık kalmış. “Ortak kart çıkartırız” sözü vermiş.

  • Bunun için bir yazım var. Her alışverişte “geçmiş olsun, neyiniz var” denilmesini ister misiniz? Mahalle bakkalından, giysi mağazasına kadar herkesin hastane ile ilişkinizi sorması iyi bir şey mi? İnsanlar bazı hastalıklarını herkesle paylaşmayı tercih eder mi? Normal durumda kimsenin gitmek istemediği bir yeri sürekli hatırlamak isteyeceklerini sanıyor musunuz?

Bu fikri şimdi de salakça aptalca buluyorum.

😉

Böyle onlarca fikri öldürdüm. Haydi, fazlasını söyleyeyim. Sadece fikirleri öldürmekle kalmaz, alay konusu da yapardım.  Dolaplardan birinin kapağının arkasına  gelen fikir e-postalarını yapıştırıyorduk. Böyle bir  fikir gelince, ekipçe “kötü fikir sıralamasında kaçıncı sırada yer alır” diye tartışıyorduk. Ekibin kararıyla sıra belirleniyordu. En kötü fikri en yukarı koyuyorduk, sadece biz görüyoruz bu fikirleri.

Uygulanabilir fikri olmayan herkes ortaya fikir saçar. O zamanki Genel Müdür bu gibi kişilere fikir ishali derdi.

Kurum kaynaklarının doğru kullanılması için en doğrusunu yaptığımı düşünüyorum. Şimdi bile…

😀

bu nedenle zamanı geldiğinde seni savunacak kimse kalmadı demiş.

İşte arkadaşın beklentisi burada gizli. Birey olmayı bilmiyor. Onu savunacak kişileri biriktirmeye çalışıyor. Ayaklarının üstünde değil, birilerine yanaşarak durmayı seçiyor. Onun arkasında mutlaka biri olmalı. Zor anlarda ona dönecek, “ben sizin iş çıkış saatinize kadar beklerdim” diyecek.

Birkaç yıllık unvan için ömür boyu lakap sahibi olacak. Vah evladım…

😉

Bilmediklerini söyleyeyim. Son profesyonel işime nasıl başladım.

Daha önceki Yönetim Kurulu Başkanı, Genel Müdür’e ve bazı Genel Müdür Yardımcıları’na, bilgi yönetimine dair özel bir pozisyonu sormuş. Onlar da “en iyi Uğur Özmen yapar. Onu alın” demişler.

İşimi iyi yaptığım için, beni savunacak kişiye ihtiyacım olmadı. Bizzat tavsiye etmişler. Haberim olmadan… (Farkı anlayabiliyor musun?)

😀

Bu uzun yanıt, kendi önemine kuşku duyan birine değil… Kadir bilmez kişilere değil, korkuttuğum insanlara değil. Başkasına arkasını yaslayan, kendisini başkasının savunmasını bekleyen birine hiç değil.

Gençlere şunu anlatmak için. Birey olmayı hak ettiysen, bilginle ayakta durursan… Kovulduğunu da anlatırsın korkmadan, salakça aptalca fikirlere nasıl davrandığını da…

Hiç merak etme. Aç – açık kalmazsın. Üstelik, yaşamını patronun işten çıkma saatine göre de ayarlamazsın.

Kovulmaya değer mi? Değer…

😀

Etiketler: , , , , ,

Kategori: İş hayatı, yaşamın içinden

“Yanlış örnek” yazısına şu ana kadar 9 yorum yapılmış:

  1. uğur hocam ders niteliğinde harika bir yazı olmuş. bilinçli blog yürütme diye buna derim ben. bende dahil herkesin sizden öğrenecek şeyi var hocam.

    iyiler kötülerden daha cesur ve korkusuz olmalı. her yerde bunlara gereken cevap verilmeli.

    tıpkı burda olduğu gibi.

  2. Üstadım ellerin dert görmesin, yine başucu notu olarak saklanacak, nasihat olarak söylenecek cümleler içeren bir yazı. Teşekkürler, yazdığın ve paylaştığın için.
    Sevgi ve ışıkla kal…

  3. “Fikir öldürme” konusundaki sert yaklaşım, ben olsam beni fena demotive ederdi galiba. Fikri veren açısından bakarak söylüyorum tabii.

    Onun haricinde yer imlerine atılası, daha sonraları tekrar okunası bir yazı olmuş hocam – hem içerdiği bilgiler bakımından, hem de “Kötü niyetli bir iletiye nasıl sakin, oturaklı bir yanıt verilir?” sorusunu cevapladığı için :). Elinize sağlık.

  4. Ozan Cılga :
    8 Ocak 2011
    2:16 pm

    Cumartesi sabahı gökten (ugurozmen.com’dan) üç elma düşmüş, ben kendi payıma, benim başımın üzerine düşeni aldım, koydum cebime saklıyorum…

  5. Çağdaş Egemen :
    8 Ocak 2011
    6:06 pm

    Gerçekten çizdiğiniz portreye çok imreniyorum ama “sürü kültürü”nün yaygın olduğu bir ülkede “birey” olmaya çalışmak bence çok zor. Siz kendi başarılarınızın üstüne inşa etmişsiniz hayatınızı. Ben kendi adıma söyleyeyim, sizin çizdiğiniz profile sahip bir insanla hiç çalışma şansım olmadı. Umarım bu ileride değişir ve sizin gibi düşünen yöneticilerin sayısı artar. En azından şirketlerin performans değerlendirme kriterleri değişmek zorunda kalır ve sürüye uygunluğunuzla değil de kattığınız değerle ölçülmeye başlanırsınız.

  6. Sevgili Barış,

    Bir fikrin varsa, elbette yukarıda sorduğum soruları kendine sormuş ve anlamlı yanıt bulmuş olarak gelirsin. Aksi takdirde, ben yapmasam da başkaları bir tarafıyla güler.
    😛
    Unutmayalım ki Yaratıcılık Yetmez http://ugurozmen.com/crm/yenilikcilik-ve-fikircilik-2

  7. Yıkarıda yazdığım gibi, kuralları bilmemekten değil başıma gelenler. Bilerek uygulamamaktan. Ama her seferinde başıma neyin geleceğini bilerek yaptığımı anlamışsınızdır.

  8. Yaptığım sunum için markadan para aldığımı iddia etmişler Anlatıldı. Güldüm. “Rahatsız olmadınız mı?” diye soruldu. Neden çok yanlış örnek  olduğunu bu yazıdakilerle anlattım.

  9. İnsanın manevi birikimi olunca, kovulmak çok da etkilemiyor.

Yorum Yazın